27 Mayıs 2013 Pazartesi




KANGAL KÖPEKLERİNİN EĞİTİLMESİ:



1- YAVRU KÖPEKLERİN EĞİTİLMESİ
0-6 ay arasında terbiye edilmelidir. 6 aydan sonra köpeğin kullanılacak amaca göre eğitilmesi gerekir. Yavru köpeklere sırasıyla şu aşamalarda eğitim yaptırılmalıdır.
a) Bu aşamada 0-6 aylık yavrulara terbiye ve eksersizler uygulanacaktır.
b) 6-12 aylık yavrulara uygulanacak bir eğitim yöntemi o
lup, bu dönemde birinci aşamadaki eksersizler tamamen pekiştirilir, ayrıca emir sözcükleri, fiziki güç artırma çalışmaları, ayrıca tasmalı ve sevk kayışlı uygulamalar yapılır.
c) 12-15 aylık köpeklere uygulanacak temel itaat ve ileri itaat eğitimlerindeki tüm programlar bu dönemde eksiksiz olarak tatbik edilmelidir.
d) Bu dönemler ise 15-18 aylık köpeklerin ileride alacakları özel eğilimler uygulanır. Bu uygulamada köpekler adeta hizmete şartlandırılır.Yavrularda uygulanan temel terbiye yöntemleri şunlardır.

1- Yavru ile dostluk kurmak.
Önce köpeğimize onun dostu olduğumuza inandırmalıyız. Köpeğimize bir kimlik kartı çıkartmalıyız. Dünyadaki canlılar arasında köpek kadar ses tonundan sevgi, övgü, azarlama ifade eden ses, hareketler, hatta mimik ve jestlerden etkilenen başka bir canlı gösterilemez. Yumuşak tatlı bir ses, bir üç ayını dolduran bütün köpekler aşılanmalı ve her yıl aşı tekrarlanmalıdır.

2- Yavruya isim vermek.
Yavru köpek ile gönül bağı kurulduktan sonra yapılacak ilk iş ona bir isim vermektir. Bu isim tek heceli ve cazip olmalıdır. Ona karşı her an bu isim kullanılmalıdır. Köpekler her sözcüğün anlamını ve o anda yapılan hareketin amacını bir kaç tekrardan sonra mutlaka kavrarlar.

3- Yavrunun eve uyumunu sağlamak.

4- Yavrunun tabi ihtiyaçlarını disipline etmek:
Burada hayvanın pisliğini istenen yere yapması terbiye edilmelidir.

5- Yavrunun ödüllendirilmesi:
Köpeğiniz istediğimiz bir hareketi yaptığında onu mutlaka ödüllendirmeliyiz. Bu ödüllendirme hayvanı sevip okşama veya sevdiği bir yiyeceği veya oyuncağı vermek şeklinde olur.

6- Yavrunun cezalandırılması:
Cezalandırma ya tepki yada canını yakmakla uygulanır. Tepki genel olarak sert bir ses tonu, ciddi bir ifade ve hareketle onu uyarmaktır. Ceza en son başvurulacak bir yöntemdir. Yanlış ve ağır cezalar köpeğin eğitilmesini zorlaştırır ve hatta sahibine düşman eder.

7- Yavrunun duyu organlarını geliştirecek eksersizler:
Köpeklerdeki 4 duyu organını geliştirecek eksersizler şunlardır:
a) Koku alma duyusunun geliştirilmesi,
b) İşitme duyusunun geliştirilmesi,
c) Görme duyusunun geliştirilmesi,
d) Tat alma duyusunun geliştirilmesi.

8- Yavrunun tasma ve sevk kayışına alıştırılması:
Yavru 2 aylık olduktan sonra ayarlı deri tasmaya alıştırılabilir. Bir kaç gün içinde bu işe alışır. 3 ay içinde tasmaya sevk kayışı da bağlayarak yavruyu gezintiye çıkarmalıyız.

9- Yavrunun sosyal çevreye uyumu:
Köpek yavruları aynen çocuklara benzerler. İlk gördükleri canlı ve cansız her şeye karşı merak duyarlar. Hatta mimik ve jestleriyle onun ne olduğunu öğrenmek istediklerini belirtmeye çalışırlar. Ve ilk fırsatta o şeyi kesinlikle koklar ve kokusunu aldığı nesneyi hayat boyu unutmazlar. Bu merakları nedeniyle köpekleri 6 ay içinde sosyal çevreye alıştırmak gerekir.

10- Yavrunun kulübeye veya barınağa alıştırılması:
Kangal köpekleri özellikle hürriyetlerine çok düşkün bir hayvandır. Bu nedenle henüz 8 haftalıkken yavrular mutlaka kafes veya barınağa konulmalı ve alıştırılmalıdır.

11- Yavrunun başkası tarafından verilen yemeği reddetmesi:
Köpek yetiştiriciliğinde bu önemli bir konudur. Hayvan küçükken kendi sahibinin elinden ve kendi kabından yemeğe alıştırılmalı dışardan verilen yemekleri kabul etmemelidir. Ayrıca beslenmesi ihmal edilmemelidir.

12-Yavruların kötü huylarından vazgeçirilmesi:
Yavrunun kötü huyları şunlardır:
a) Çevredeki eşyaları hırpalayıp dağıtmak,
b) Kavgacı olması
c) Çekingen ve korkak olması
d) Şımarık ve sırnaşık olması
e) Çevredeki canlılara saldırması
f) Hiç havlamaması.
4 aya kadar yavrunun bu kötü huylan mutlaka önlenmeli, 4 ve 6 ay arasında noksan veya zayıf olan konularda gerekli pekiştirmeler yapılmalıdır.

13- Yavrulara eğitim ile ilgili sözcüklerin Öğretilmesi:
Yavru köpeğe 3-4 aydan sonra gel, git,bak, hayır, kal, yat, ara, bul, getir, götür vb. sözcükler öğretilebilir.

14- Yavrulara bekçilikle ilgili egzersizler:
Bekçilik köpeğin yaradılışında mevcut içgüdüsel bir özelliğidir. Ayrıca köpeklerde büyük ölçüde bir kıskanma hissi de mevcuttur. Kendisine ait eşyayı, yemeğini, kaldığı evi, ev halkını özetle her şeyi büyük bir ciddiyetle ve cesurca korur. Bu nedenle onu daha da eğiterek canımızı ve malımızı teslim edebiliriz. Kangal köpeğinde bu şekilde gelişerek bağlı olduğu kişileri canı pahasına mutlaka korur. Bu huyunu ilerletme egzersizlerini de annesinden alır. Bekçilik yapacak bir köpek 2 aylıktan itibaren bakıcısıyla tanıştırılmalı ve nöbet tutacağı yere yavaş yavaş alıştırılarak bağlanmalıdır. 6 ay olduktan sonra gündüzleri bağlanmalı, geceleri serbest bırakılmalıdır. Yemeği ve suyu bakıcısı tarafından verilmelidir Bekçi köpeklerine genellikle dur, hayır, tut gibi kelimeler mutlaka öğretilmelidir.

15- Yavrularda çoban köpeği ile ilgili egzersizler:
Çoban köpeği olacak yavrular 4 aylık olduktan sonra imkanlar elverdiğince anneleri ile birlikte sürüye götürülmelidir. Sürüye götürülecek köpeklerin çok cesaretli, çevik ve kuvvetli olması için iyi beslenmeleri gerekir. Sürüye gidecek yavru köpeklerin kesinlikle ezdirilmemesi gereklidir. Bilakis bu yavruların cesaretini artırması için işe yaramayan imha edilecek yavru köpek üzerinde cesaretlerini arttıracak çeşitli egzersizlerle köpeklerin cesaretleri, kendine güveni artırılmalıdır. Böylece vahşi hayvanlara karşı mücadele yeteneği kazandırılmalıdır.

2- ERİŞKİN KÖPEKLERİN EĞİTİMİ:
Erişkinlik çağı Kangal köpeklerinde 12 aylıktan sonra başlar. Bu dönemde uygulanacak program daha zor ve ağır olur. Bunun için yavru köpeklere uygulanan program aksatılmadan, eksiksiz ve sabırlı bir şekilde yapılmalıdır ki, erişkin dönemdeki eğitim kolay ve iyi sonuçlar verir.Erişkin köpeklere uygulanacak eğitim iki aşamalı yapılmalıdır.
a) Temel eğitimler,
b)Özet eğitimler
Bu eğitimleri sırasıyla ele alalım.
a) Temel eğitimler:
Temel eğitimde amaç genel olarak verilecekler emri köpeğin eksiksiz olarak yapması hedeflenir, Eğitim erken (6-7 ayında) başlarsa daha iyi olur. Temel eğitim köpek eğitiminin temelini teşkil eder.
Bu eğitim de aşamalı olarak uygulanır.
a) Temel itaat eğitimi:
Temel itaat eğitimi hayvanı sıkmadan günde 2 saat süreyle uygulanması gereklidir. Bu eğitimde kontrol altına alınabilmesi için topuk, yat, kalk, otur, hayır, kal, sürün,yapma vb. gibi kelimeler öğretilir ve uygulamalı olarak yaptırılır.
b) İleri itaat eğitimi
Bu eğitimin amacı itaat eğitimlerini uzaktan ve serbest egzersizlerle yaptırmak ve bunun sonucunda bakıcının köpek üzerindeki etkisini artırmak ve köpeğin uzaktan kontrolünü yapmaktır.
c) Destek eğitimi:
Destek eğitimleri adı altında köpeklerin fiziki güçlerinin geliştirilmesi ve genel bilgi eğitimlerinin yaptırılmasından oluşur.

1- Fiziki gücü geliştirme eğitimleri:
-Yüksek atlama gücünü artıracak engel eğitimi,
-Uzun atlama gücünü artıracak engel eğitimi,
-Denge yeteneğini artıracak engel eğitimi,
-Tırmanma eğitimini artıracak engel eğitimi,
-Güven duygusunu artıracak engel eğitimi.

2- Genel Bilgi Eğitimi:
Bu eğitimde de hayvanın genel bilgisini artıracak egzersizler yaptırılır.
-Saldırganlık eğitimi,
-Yabancıların aranma eğitimi
-Bina, banka, mağaza gibi yerlerde arama eğitimi
-Kısa iz takibi eğitimi,
-Köpeklerin silah sesine alıştırılması eğitimi.

B- Özel Eğitimler:
Bu eğilimler 15-18 aylık iken uygulanır.Bu bölümde köpeklere:
1- Bekçi köpeği eğitimi,
2- Devriye köpeği eğitim,
3- Av köpeği eğitimi,
4- Çoban köpeği eğitimi,
5- Narkotik madde arama eğitim,
6- Keşif köpeği eğitimi gibi eğitimler yaptırılır.Bu eğitimlerden geçen köpekler bu işleri rahatlıkla yaparlar.Kangal köpeklerinin diğer köpeklere orada bu eğitimleri daha iyi uygulayan ve verilen görevi daha iyi yapan, aranan bir köpek ırkı olduğu tespit edilmiştir




Kafa ve Boyun Yapısı



Köpeklerde genelde üç tip kafa yapısı görülmektedir.Bunlar;dar ve uzun kafa yapısı(dolichocephalic),kısa ve geniş kafa yapısı(brachycephalic) ve ikisinin arası kafa yapısı(mesaticephalic) olarak sıralanabilir.Kangal Köpekleri mesaticephalic kafa yapısına sahiptir.Kafa büyük ve bölmeleri arasındaki uyum iyi olduğu için güzel görünümlüdür.Vücudun diğer bölümleriyle orantılıdır.Gözler yuvarlak olup kahverengi tonlarındadır.Halk arasında koyu renk gözeler makbuldür.Gözler arasındaki mesafe normal uzunluktadır.Göz kenarları St Bernard ve Basset Hound ırkı köpeklerde olduğu gibi sarkık değildir.Bu özellik Kangalın tozlu havalardan olumsuz etkilenmesini önler.Dudaklar sıkı ve koyu renkte olup İngiliz Mastifi ve Danoalarda olduğu gibi sarkık değildir.(Sarkık dudaklar fazla salya akmasına sebep olur.) Kulakların arası geniş ve hafif kubbemsidir.Alın çıkıntısı genellikle belirgin değildir.Alın ile burun bölgesi arasında zarif bir eğim vardır.Burun uca doğru olup vücuda sağlam bir şekilde bağlantılıdır.Boynun alt kısmında,çene altından göğüs bölgesine doğru bir oluk yapar şeklinde,iki taraflı olarak uzanan gerdan bulunur. Yavrularda belirgin olarak görünen gerdan erginlerde fazla değildir.

KANGAL YAVRUSU EDINIRKEN DIKKAT EDILMESI GEREKENLER
Geleneksel olarak, küçükbaş hayvan sürülerini kollamak, korumak ve yönlendirmek için kullanılan Kangalın, aslında genel koruma köpeği olduğu; sahibine ait olduğunu içgüdüleri ile sezinlediği, canlı ve cansız her şeyi koruma özelliğine eğitime gereksinmeden sahip olmasının bu ırkın doğal genetiğinden geldiğinin fark edilmesinden sonra, askerlik ve polis hizmetleri, iş yeri bekçiliği (fabrika, depo vs.) özel mülk bekçiliği (bağ, bahçe, çiftlik, villa vs.) için seçilmesi bireyin ve ailesinin korunma, doğa gezginleri ve Kangal severlerce (vefalı dost) yoldaş, büyük av yapanlar için (ayı, kurt, domuz vs.) koruma ve av köpeği olarak seçilmesi, günümüzde gittikçe yaygınlaşmaktadır.Yetişkin Kangal, sahibini tam anlamıyla benimseyemez, bu nedenle yavru edinmek tercih edilmektedir. Ancak, doğal ortamında yani bozkırdan, bilinçsizce alınan yavruların, tümüne yakını telef olmakta, pek azı da, özelliklerini yitirip sağlıksız olarak yaşayabilmektedir. Yöre değişiminde, çevre şartları ve çok farklı iklim şartları yavruların sağlığını çok önemli derecede etkileyecektir.

Yükseltiler iklim şartlarının belirlenmesinde ölçü olarak nazara alınırsa, doğal yaşam ortamı 1000-3000 m. Yükseltideki bozkır olan kangalın yavruları, başka bir yöreye götürüldüğünde yaşama aynı yükseltilerdeki yörelerde devam edecek ise sorun yoktur. 500-1000m. Yükseltilerde sorun az, 250-500 m. Yükseltilerde ise ileri derecede sorunlar söz konusu olabilir.

Batı Ege (ovalar ve sahiller), Marmara (ovalar ve sahiller), Kıyı Karadeniz Bölgesi, Torosların güneyinde kalan Akdeniz Bölgesi (sahil ve ovaları) , bozkırdan götürülen Kangal yavruları için yaşam riski taşıyan sorunlu yörelerdir. Bu yörelerde yavru yetiştirmeyi hedefleyenler, öncelikle, o yörede doğan, ana ve babası, yöre iklimine ve doğal şartlarına uyum sağlamış Kangal yavruları tercih etmelidirler. Bu durumda, üçüncü nesilden sonra , tüyleri kısalmış, nemli ve sıcak iklime uyum sağlamış Kangal ailesinin yavrularının yaşama ve yetiştirilme şansı oldukça fazladır.

Doğal yaşamı bozkıra endeksli Kangal yavruları eğer riskli yani nemli ve sıcak yörelere götürülüp yetiştirilecek ise, bir yaşına kadar çok özel bakım ve tedbirler gerekir. Yavruların riskli bölgeye getirilmesinde, bozkırda yaz aylarında doğmuş olanlar için,eylül-ekim-kasım, yani sonbahar ayları uygun zamandır. Böylece, kıştan ilkbahara ve yaza ağır geçişi yaşamak, riskli yöreye uyumu kolaylaştırılacaktır. Yaz aylarında getirilen yavruların yaşama şansı daha azdır. Riskli yörelere getirilen yavrular birinci yılın ağustos-temmuz aylarını, yüksekçe havadar ve ağaçlı bir mahalde geçirmeli, günün sıcak saatlerinde barınabilmesi için 1,50 m. Derinlikte rahatça girip çıkabilecek şekilde bir çukur açılmalı , öğle saatlerinde bu çukur hafifçe sulanmalıdır. Suyu sıkça değiştirilen temiz su kabı devamlı dolu bulundurulmalı, suya sıcak saatlerde buz atılmalı, yiyecekler serin saatlerde, pişirilmiş ve soğutulmuş olarak verilmelidir. Yavrunun tüyleri, baş ve kuyruk hariç makine ile tıraşlanıp kısaltılmalıdır. 4 aya kadar tasma takılmamalı ve bağlanmamalıdır. Daha sonrası meskün mahalde bağlansa bile geceleri etrafı çevrili bir alanda serbestçe dolaşabilmelidir. Dar mekana kapatılan ve devamlı bağlı tutulan Kangal yavrularının kişiliği zedelenir. Yavrular sadece sahibi ve ailesince okşanmalı, beslenmeli, sulanmalı ve gezdirilmelidir.

Çoban köpeği olarak kullanılacak olan yavruların dışındakilerin kulakları kesilmemeli, kesilecek ise uygulama, yağmur suyunu iç kulağa geçirmeyecek şekilde, kıkırdak sınırından estetik ve sağlıklı bir şekilde deneyimlilerce yapılmalıdır.

Kangallarda kuyruk asla kesilmez.koşarken Kangalın denge unsuru olan kuyruğun normal durumda ve zamandaki hareketleri onun sahibi ile iletişimini sağlar. Kuyruk hareketleri Kangalın anlatımının en önemli bölümüdür. Kuyruğu kesilen Kangal yavrusu kişiliğini ve ruh sağlığını yitirir. Kangal yüzerken kuyruğunu dümen gibi kullanır.

Genelde yavruların gözleri 14-16 günde, kulakları 20 günde açılır. Görmeyen ve duymayan yavrular, doğuştan var olan koku alma duyusuyla memeye yönlenirler. Annenin emzirebildiği sürenin tümünden faydalanılmalıdır. Bu süre genelde 6-8 haftadır. Ana sütü emen yavrular, hastalıklara karşı doğal olarak korunurlar. Süt emme sona erince yavru hemen kanlı ishale karşı aşılanmalı, bağırsak parazitleri giderilmelidir. 10-12 haftalık yavrulara, kombine aşı (karma, gençlik, parazit) yapılmalı, 12-14 haftalık olunca kuduza karşı aşılanmalıdır. Aşıların yapılması yavrular kadar sahibinin ailesi için de önemli ve gereklidir. Gözleri açılan yavrular birlikte yaşıyorlar ise geceyi babanın koynunda geçirirler. Anne , baba ve kardeşlerinin kokusunu, benzersiz koku hafızasına kaydeden yavrular, bu sayede ileride aile bireyleri ile genelde çiftleşmezler.

Kangal yavrusunun aileden ayrılması için uygun zaman 3’üncü ve 4’üncü ayların arasıdır. Ancak, çoban köpeği olarak yetiştirilecek olanlar 3’üncü aydan itibaren 12’nci ay sonuna kadar, anne ve baba ile birlikte sürüye refakat ermeli, yani çobanlık eğitimi almadan ailesinden ayrılmamalıdırlar. Süt emme dönemi sona ermeden, yavrunun anneden ayrılması zorunluluğu doğmuş ise bu yavrunun özel bakım ve beslenmeye alınmasının gerekli olacağı unutulmamalıdır. Bu husustaki bilgiler daha önceki bölümlerde verilmiştir. Kangal yavrusunun gelişmesinde, genetik kadar önemli olan bakım ve beslenmedir. Yavru seçerken nazara alınacak hususlar ve yavruların sağlıklı beslenme konuları diğer bölümlerde anlatılmıştır.

Kangal çoban köpeği yavrusu edinirken, anne ve babanın görülmesi, ailenin fiziksel ve huy özelliklerinin öğrenilmesi önemlidir. Böylece bilinçli bir seçim yapılabilir. Çünkü , yavru genelde fiziksel özelliklerini babadan, huy özelliklerini anneden almaktadır. Kangal yavrularının, ailesinden en az mahzurlu olarak ayrılmasında nazara alınacak hususlar daha önce özetlenmiştir.

Yetişkin Kangal ile ilk sahibi arasındaki bağlar çok güçlüdür. Yaşamının tümünü ilk sahibi ile paylaşma içgüdüsü taşır. Yetişkin Kangal yeni sahiplerini de sever, onlara da bağlanabilir. Ancak, ilk sahibiyle olduğu kadar sağlam bağlar kurmaz. Bu nedenle Kangal edinmeye, yavru alarak başlamak daha doğrudur.

Yavru edinmekteki gayeniz, vefalı bir dost edinmek ise ense derisinden tutup kaldırdığınızda, hırçınlaşmayıp, yaygara koparmayan, size sevgiyle bakan, fiziği ve rengi , davranışları size hoş gelen Kangal yavrusunu tereddütsüz alınız. Genelde erkek yavruda ısrarcı olanlar, dişi Kangalın ergenleşince sahibine ve ailesine çok daha bağlı, bekçilik özelliği daha iyi ve ailenin çocukları ile daha uyumlu, daha kollayıcı ve koruyucu olacağını; erkek yavrunun ise kabadayı ve hayta tabiatlı olarak ergenleşeceğini, meskün mahalde yaşıyorsanız ve gücünüz ondan fazla değilse, ona hükmetmekte zorlanabileceğinizi bilmelisiniz.


KÖPEKLERDE GÖRÜLEN BAZI ÖNEMLİ HASTALIKLAR

Kuduz : Akut seyirli, ölümün kaçınılmaz olduğu, insanlara bulaşabilen, viral bir hastalıktır. Hastalık huzursuzluk, sudan korkma, şuur kaybı ve felçlerle karakterizedir. Genellikle bulaşma kuduz mikrobu taşıyan hayvanların ısırmasıyla olur. Hayvandan hayvana veya hayvandan insana bulaşma ısırmayla olduğu gibi, ayrıca derin, kirli yaralara bulaşık salyanın teması ile de meydana gelmektedir.

Kuduz hastalığı üç formda görülür. Stadium protromorum (sukunet), Stadium irritations (hareket), Stadium Paralytycum (felç formu). Kuduz hastalığının tedavisi yoktur. Kuduz hastalığına karşı tek çare koruyucu aşılamadır. Üç ayını dolduran yavru köpeklere kuduz aşısı yapılmalıdır. Köpek yaşamı boyunca yılda bir defa aşılanmalıdır.

Echinoccosis : Hastalığın etkeni bir parazittir. Bu parazit köpeklere hastalıklı koyunların iç organlarını yemek suretiyle bulaşır. Bu parazitin yumurtalarının insana bulaşması köpeklerle temas sonucu mümkündür. Bunun için Veteriner Hekimin tavsiye edeceği paraziter ilaçlar kullanılmalıdır.

Gençlik Hastalığı (Canine Distemper) : Gençlik hastalığı köpeklerde %60-80 ölüm ile seyreden, daha çok 3-12 aylık köpeklerde görülen, yüksek ateş, iştahsızlık, kusma, ishal ve burun göz akıntıları gibi belirtiler gösteren viral bir hastalıktır. Ağız sütü alan yavrular 9-12 haftaya kadar doğal bağışıktırlar. Ağız sütü almayan yavrularda bu süre 1-4 haftadır. Köpek iyileşse bile kalıcı bozukluklara sebep olabilir. Köpeğinizin hastalığa yakalanmasını istemiyorsanız mutlaka aşısını yaptırmanız gerekir. 7-9 haftalık köpekler aşılama için en uygun dönemdedir.

Bulaşici Karaciger Hastaligi ( Infectious Canine Hepatitis Cav 1) : Hastalığın etkeni virusdur ve bulaşma hasta köpeklerin idrarı ile olur. Hastalığın en şiddetli formları yavru köpeklerde görülmektedir. Aşılı annelerden doğan yavru köpekleri colostrum 5-7 haftaya kadar koruyabilir. Bu hastalık karaciğerde şiddetli yangıya sebep olur. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde gözlerde corneal bulanıklık şekillenir. Bu hastalık mavi göz olarak ta adlandırılır. Bu hastalığa karşı en etkin çözüm aşılamadır.

Kanlı İshal (Canine Parvavirus) : Parvoviruslar köpeklerde kanlı ishale sebep olurlar.İlk olarak 1978 yılında ortaya çıkan ve yüzbinlerce köpeğin ölümüne sebep olan bu hastalık, köpeklerin afeti olarak da tanımlanır. Hastalık her yaştaki köpekte gastro intestinal belirtilere, yavru köpeklerde kalp kasının iltihabına sebep olur. Parvoviral hastalığın ilk belirtisi şiddetli kusmadır. Kusmuk gri-beyaz renkte ve suludur. Kusmayı sulu, kötü kokulu, sarıdan kahverengiye kadar değişen renkte ishal izler. İshal halinde çıkarılan dışkıda, taze veya pıhtılaşmış halde kan bulunur. Ateş 41 ‘C ye kadar yükselir. Kusma ve ishal nedeniyle oluşan sıvı kayıpları sonucu, çoğu yavru köpekler ilk 24 saat içerisinde ölür. Kalbin etkilendiği durumlarda ise çoğu zaman yavru köpekler ölü bulunur. Bu hastalıkta ölüm oranı % 50’nin üzerindedir.

Adenevirus Tip 2 Enfeksiyonu : Bu virus daha çok solunum sisteminde hastalık yapmaktadır. Köpek öksürüğü hastalığı da denir. Özellikle kalabalık ortamlarda bulunan köpeklerde yaygındır. Hastalığın aşısı vardır.

Köpek Nezlesi (Canine Parainfluenza) : Bu viral enfeksiyon solunum sisteminde orta dereceli bir yangıya sebep olur.

Corona virus İshali (canine coronovirus) : Bu hastalık genellikle subklınik seyreder. Ateş, kusma ve ishal gibi belirtiler gösterir. Hastalık tek başına şiddetli enfeksiyonlara sebep olmamakla birlikte, özellikle parvaviral enfeksiyonla birleştiği zaman hem klinik belirtilerin şiddeti, hem de ölüm oranında artış görülür.

BAKTERİYEL HASTALIKLAR

Bordetelloz : Bu hastalığın ekeni bir bakteridir.Adenovirus tip 2 ve parainfluenza ile birleşerek köpek öksürüğü diye adlandırılan hastalığı meydana getirirler.Bu hastalık köpeklerde şiddetli öksürüğe sebep olur.Hastalığa karşı koruyucu aşı vardır.

Leptospiroz : Klinik tablosu oldukça değişken olan bu bakteriyel enfeksiyonda ateş ile başlayan hastalık böbrek yetmezliği ile sonuçlanır.başlıca belirtileri; halsizlik, uyuşukluk, depresyon, iştahsızlık, ishal, kusma, ağız ve göz mukozalarının yangısı, anormal sinirsel belirtiler ve ölüme sebep olan kan pıhtılaşma bozukluklarıdır. Bulaşma hastalıklı köpek ve ratların idrarıyla olur. Bu hastalık insanlara da bulaşabilir.

Hastalığın bulaşması ağız,göz zarları yoluyla olmaktadır. Hastalığın koruyucu aşısı vardır. 9-12 haftalık yaşlardaki köpekler aşılanmalıdır. 21 gün sonra ikinci aşılama yapılmalıdır. Yaşam boyunca her yıl bu hastalığa karşı aşılama yapılmalıdır.

AŞISI BULUNMAYAN ÖNEMLİ KÖPEK HASTALIKLARI

Herpesvirus : Bu viral enfeksiyon özellikle yavru köpekler için ölümcül bir hastalıktır. Süt emme dönemindeki yavru köpeklerde hafif dereceli solunum yolu enfeksiyonuna neden olur. Kalıcı enfeksiyonlar olgun dişilerde meydana gelir.

Brucellosis : Bu bakteriyel hastalığın ne aşısı nede tedavisi vardır. Hasta köpekler devamlı taşıyıcı durumundadır. Spontan yavru atmalar brucellozisin ilk gösterge- sidir. Bulaşma oral ve mukoz membranlar yoluyla olmaktadır. Erkek köpekler enfeksiyonu çiftleşme yoluyla enfekte dişi köpeklerden alırlar. Bu nedenle dişi köpekler üreme öncesinde brucellozis yönünden kontrol edilmelidir.

AŞILAMADA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Aşılanacak hayvan en az 7 haftalık olmalıdır. 7 Haftadan önce yapılan aşılar bağışıklık sistemini baskı altına alacağından ciddi yan etkiler ortaya çıkarabilir. Aşılama öncesinde yavrularda paraziter mücadele mutlaka yapılmış olmalıdır. İleri gebe hayvanlarda aşılamadan kaçınılmalıdır. İki aşı arsındaki süre en az 21 gün olmalıdır. Aşısı yapılacak köpeklerin ateşi, nabız ve solunum sayıları normal değerler arasında olmalıdır. Aşılama öncesinde ve aşılama esnasında köpekte strese sebep olacak faktörler ortadan kaldırılmalıdır. Aşıyla beraber kesinlikle ilaç kullanılmamalıdır. Yani yeni hastalık atlatmış, iyileşme aşamasındaki köpeklerde aşılama yapılmamalıdır. Kullanılacak aşıların saklama şartlarına (+2-+8’C) uyulmalı, son kullanma tarihi geçmiş aşılar kullanılma- malıdır. Her köpek için ayrı, steril bir enjektör kullanılmalı, işi biten enjektör yakılarak imha edilmelidir. Aşılanacak köpeklerin beslenme durumlarının iyi olması gerekir. Yetersiz bir diyetin aşı yetmezliğinde büyük etkisi vardır.


PARAZİTER MÜCADELE

Yavru köpekler aşılama öncesinde iç (kılkurtları, kancalıkurtlar, tenyalar) ve diş ( bit, pire, kene, uyuz) parazitlerden arındırılmış olmadır. Bu amaçla sütten kesme döneminde bir Veteriner hekim kontrolünde iç ve diş parazitlere karşı ilaçlamalar yapılmalıdır. Bu uygulamalar tenyalar için en az bir hafta ara ile iki kez, kılkurtları için 15-21 günlük aralıklarla en az üç kez tekrarlanmalıdır. Kontroller üçer aylık aralıklarla sürmelidir.

Damızlık köpeklerin çiftleşme döneminden önce parazitlerden arındırılmış olmalıdır. Zira yavrular parazitleri ve hastalıkları gebelik sırasında ve sonrasında süt yoluyla alabilirler. Çiftleşme dönemi (sonbahar ve ilkbahar ayları) geldiğinde damızlık köpeklerin aşı ve parazitlerle ilgili sorunları olmamalıdır. Büyük köpekler için ilk paraziter uygulamalar yavru köpekler de olduğu gibi tekrar üçer aylık aralıklarla yapılır.

Köpekte görülen dış parazitler pire,bit, kene, uyuzdur.Pire herkesin tanıdığı bir parazittir. Bunlar sıçrayan, sürekli yer değiştiren ve köpeğin kanını emmekle kalmayıp hastalık bulaşmasına sebep olan parazitlerdir. Köpek piresi Pulex serraticeps adını taşır ve insanda köpekteki kadar barınamaz. Her pire 500 kadar yumurta bırakabilir ve aylarca beslenmeden yaşayabilir. Pireye karşı veteriner hekimin tavsiye ettiği ilaçlar kullanılabilir. Veya köpeğin boynuna takılabilen, pireye karşı geçici bir süre koruma sağlayan tasmalar kullanılabilir. Pireyle mücadele komple olmalıdır. Sadece köpek üzerinde pire mücadelesi yapmak yeterli değildir. Pireye ve larvalarına karşı toz veya sıvı ilaçlar, köpeğin bulunduğu her yere uygulanmalıdır.

Bit pireye nazaran daha az görülür. Daha çok, çok pis, bakımsız yerlerde barındırılan köpeklerde rastlanır. Pire mücadelesinde olduğu gibi mücadele edilmelidir.

Kene, Kangal köpeklerinde koyunlarla birlikte yaşadıkları için yaygın olarak görünür. Kene gözle görülebilir küçük bir karpuz çekirdeği şeklindedir. Köpeğin kanını emer. Kene sabit durduğu için köpeğin üzerinden temizlenmesi kolaydır. Bunun için üzerine benzin veya yoğun tuzlu su damlatılan kene, cımbız yardımıyla temizlenebilir. Kenenin parçalanmamasına dikkat edilmelidir. Keneye karşı ilaçlarla banyo yaptırılarak da mücadele yapılabilir. Banyo hem köpeğin üzerindeki keneleri yok ettiği gibi, geçici bir süre içinde keneleri köpeğe yaklaştırmaz.

Son zamanlarda iç ve dış parazitlere karşı etkili, değişik kullanım kolaylığında ilaçlar piyasada mevcuttur. Veteriner hekimin köpeğiniz için uygun göreceği ilaçları kullanmanızda fayda vardır.

Köpeklerdeki dış parazitlerin en kötüsü uyuzdur. Deri, kabarcıklar halinde kırmızı döküntülerle kaplanır. Kaşıntıyla karakterize, deri üzerinde kepeklenme, kabuklanma, kıl dökülmesi ve sonrada deride kıvrımların meydana geldiği ve kaşınma neticesinde deride sıyrıklar meydana gelir. Uyuza karşı antiparaziter ilaçlar kullanılmalıdır.

ZEHİRLENME TEHLİKESİ

Bir köpeğin hayatında çeşitli tehlikeler vardır. Bunlardan biri zehirlenmedir. Zehirlenme ; sindirim, dolaşım ve sinir sistemlerinde büyük tahribata yol açar. Fare zehrinin yanı sıra, aşırı dozda ilaçlar, bozuk yiyecekler ve temizlikte kullanılan maddelerde zehirlemeye neden olabilir.Bu listeye kasıtlı olarak verilen zehirleri de ekleyebiliriz. Köpek toksik bir madde aldıktan sonra kusma eğilimi gösterir. Kendiliğinden kusmazsa köpek sahibi 2-3 çay kaşığı tuzu hayvanın dilinin gerisine yerleştirerek yada bir bardak suya 3-4 çorba kaşığı kömür tozu katıp, zorla hayvanın boğazından akıtarak kusmasını sağlamalıdır. Bu uygulamadan hemen sonra bir Veteriner hekime gidilmelidir.

İlk Yardım : Her şeyden önce acil durumlarda lazım olacak çeşitli malzemelerin bulunduğu bir ilk yardım çantasının veya ecza dolabının evde bulundurulması gereklidir. Bu kutuda 5cc ‘lik steril plastik enjektör, alkol, dezenfektan, antibiyotikli yara tozu, absorbant ve tampon, pamuk, sargı bezi, bir makas, cımbız, köpeğin kulak içleri temizlemek için pamuklu çubuk, turnike uygulamaya yarayacak sıkı sargı ve bir de termometre bulundurulmalıdır.

Yüzeyde yada derin yaralanmalarda, hafif yırtılmalarda daima yaranın etrafındaki tüyler kesilmeli, yara akar suyla yıkanmalı, dezenfekte edilmeli ve sarılmalıdır.Yara büyük ise bir Veteriner hekim tarafından dikilmelidir.Ağır kan kaybı durumlarında yaranın üzerine turnike uygulanarak, kanı durdurmak gerekir. Yaralı köpek başına gelen olay sebebiyle korkmuş, ürkmüş ve ısırma eğiliminde olabilir. Bu durumlarda köpeğin sahibi, hayvanın ağzına ağızlık takmalı veya uygun bir bezle ağzını bağlamalıdır. Yaralı köpek mümkün mertebe az hareket ettirilmeli ve bir şey yedirilip içirilmemelidir. Vakit kaybetmeden yaralı köpeği Veteriner hekime götürmelisiniz.

KÖPEĞİN YAŞI İLE İNSANIN YAŞININ MUKAYESESİ

İnsan yaşına göre köpeğin kaç yaşında olduğunu bulmak için; köpeğin yaşını 7 ile çarpmak doğru bir sonuç vermez. Her şeyden önce bir yaşına gelmiş dişi yavru köpek, yavrulayacak kadar olgunlaşmıştır. Oysa yedi yaşında bir çocuk çok küçüktür. Aşağıdaki tablo insan yaşı ile köpek yaşı arasındaki ilişkiyi daha uygun göstermektedir. Köpeğin insana göre yaşını bulmak için, tabloda verilen katsayı köpeğin yaşıyla çarpılır. Böylesine değerli bir hayat arkadaşı için bu yaşama süreci çok kısadır. Köpek üç ile beş yaşına geldiğinde tam olarak olgunlaşmıştır. Bu dönemde fiziksel enerjisi ve düzeyi zirvededir. 7 ve 8 yaşına doğru hafif çökme belirtileri gösterir. Bu yaşa gelmiş köpek rahat ve huzur arar. Daha çok uyur. Sıcak bir yer arar. Artık gençlik çağlarında olduğu kadar dirençli ve atik değildir. Yaşlanma sürecindeki köpekte sağırlık kaçınılmaz olur. Katarakt olabilir, dişleri dökülebilir. Bu durumda zorlukla çiğner. Erkekler prostat büyümesi nedeni ile işeme zorluğu çekerler. Karakter özellikleri değişebilir, daha inatçı olabilirler. Yaşlı köpeğin sağlığı gençliğinde gördüğü bakıma ve hayat tarzına önemli ölçüde bağlıdır. Gençliğinde egzersiz yapmış, temiz havadan ve güneş ışığından yararlanmış, temizliğine özen gösterilmiş, iyi beslenmiş, düzenli Veteriner hekim kontrolünden geçmiş bir köpek, yaşlılığında daha sağlıklı olur
.



Dis Yapisi

Kopegin agzindaki dis sayisi ve cenelerin kapanisi ureticilere o kopegin uretimde kullanilmaya devam edilip edilmeyecegi konusunda cok sey soylemelidir. Gorev sirasinda kirilan disler disinda Kangal ve Akbaş larda eksik disler hatadir. Ancak kopeginizin dudaklarini kaldirip dislerine baktiginizda eger kopegin agiz kismi uzunca ve disleri buyukse disler tersi oldugu halde size eksik ya da agiz kismi kisa ve disleri kucukse eksikler oldugu halde size disler tam gorunebilir. Bu nedenle asagidaki cizimlerle karsilastirarak kopeginizin dislerinin durumunu anlayabilirsiniz.

Alttan Kapanan  / Ustten Kapanan Disler (Undershot)                  (Overshot)
HATALI   ISIRISLAR
Birbirinin tam ustune gelen Level Isiris / Birbirinin icine giren Pincsher (Makas)  Isiris
DOGRU     ISIRISLAR

Onden bakildiginda alti ust ve alti alt cenede olmak uzere toplam oniki ondis bulmalisiniz. On dislerin her iki yanlarinda ise yine her cene de  ikiser iri kopek disi olmalidir. On azilar kopek disleri ile azilar arasinda gelir. Eriskin bir kopegin ust ve alt cenede dorder on azi disleri olmasi gerekir. Burda isler biraz karisabilir. En arkadaki on azi o kadar buyuktur ki cogunlukla esas azi disi sanilir.  Bu disler cignemek icin duz degil eti kesmek icin keskin kenarli olmalidir. Azi dislerini gormek icin kopegin agzini acip geriye bakmak gerekir. Ustte iki iri, altta ise biraz daha kucuk uc azi disi goreceksiniz. Bazen disler cok buyuk oldugunda azilar birbirine yaklasir ve birbirinden ayirarak saymak guclesebilir.
 Cenelerin alt cenenin ust cenenin uzerine gelecek ya da tam tersi olacak sekilde kapanmasi kopegin isirma ve beslenme yetenegini olumsuz etkileyecegi gibi gelecek nesillerde bu anormallik kendini daha abartili bir sekilde belli edecektir. Bu nedenle alt ve ust cenedeki dislerin makas gibi birbirine gectigi ya da tam birbirinin esit olarak uzerine kapandigi bir isiris idealdir.



YAVRULARDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR



VERİLMEYECEK GIDALAR:

Çok yağlı yiyecekler : Yağlı et ve et suları , tavuk derisi, yağlı salça v.b..
Sert ve kılçıklı yiyecekler : Tavuk kemiği, pirzola kemiği, kılçıklı balık, sucuk parçaları, sert ekmek kabukları v.b..
Tatlı yiyecekler : Çukulata, pasta, baklava ve diğer tatlılar.
Baklagiller : Kuru fasulye, nohut v.b.
Diğer : Patates, ıspanak, patlıcan, domates, çilek, bulgur pilavı, sulandırılmamış süt ve sıcak, soğuk, salçalı ve baharatlı yiyecekler.

VERİLEBİLİR GIDALAR :

Hazır yavru köpek mama ve konserveleri, pirinç ile pişirilmiş ince kıyılmış sebze ve yağsız kıyma, pirinç pilavı, peynirli yada kıymalı makarna, pirinç çorbası, sebze çorbaları, tavuk eti, yağsız kıyma, suda pişmiş kılçıksız balık, yoğurt, peynir, ayda bir güzel pişirilmiş karaciğer, haftada iki kez yumurta sarısı ve bal.

DİĞER HUSUSLAR:

Tüm aşıları tamamlanana kadar dış ortamla ve başka evcil hayvanlarla temas ettirilmemeli, yıkanmamalıdır. Üç aylıktan önce eğitime başlanmamalıdır.Eğitim sırasında kesinlikle sert davranılmamalıdır.
Barınak

Köpeğinizin yetiştirilme amacına göre barınağın yapısı farklılık gösterir. Yapacağınız barınaklar mutlaka sağlam bir malzemeden (örneğin ahşap veya betonarme) olmalıdır. Ağaçtan yapılan kulübelerde tahtalar arasında boşluk kalmamalıdır. Çünkü bu boşluklar parazitler için ideal birer yuvadır. Çatı kısmı saç, ondülin veya atermit ile kapatılmalıdır.Suyun birikmemesi için çatı kısmı eğimli olmalı ve gölge yapacak biçimde öne doğru uzantısı bulunmalıdır. Kulübenin önünde köpeğin rahatça dolaşabileceği alan olmalıdır. Açık alanın çevresi en az 2 metre yüksekliğinde kafes teliyle çevrilmeli ve köpeğinizin sizin inisiyatifiniz dışında çıkıp gerek kendine, gerekse çevredeki diğer canlılara zarar vermesi engellenmelidir.

Toplu olarak köpek beslenmesi halinde ise; kulübeler tek bir çatı altında, birbirine bitişik olarak inşa edilebilir. Kulübeler aydınlık olmalı ve her birinin önünde köpeğin rahatça dolaşabileceği, telle çevrili alan bulunmalıdır. Bunlara ek olarak toplu köpek besleyen yerlerde doğum ve çiftleşme bölümleri bulunmalı, ayrıca hasta olan köpeklerin alınabilmesi için diğer kulübelerle hiçbir şekilde bağlantısı olmayan kapalı bölmeler yapılmadır.

Barınaklar köpeğinizin sağlığı açısından olabildiğince sık yıkanmalıdır. Kulübe içindeki akıntılar, ahşap kulübelerde tahtalardaki çatlaklar, aşınmalar engellenmelidir.

Gerekli Olabilecek Malzeme/Materyaller

Kendi gündelik yaşamınızda nasıl ki bazı malzemeler kullanmanız gerekiyorsa, artık ailenizin yeni bir bireyi olan köpeğinizin de mutlu, sağlıklı ve rahat bir yaşam sürebilmesi için birtakım malzemelere ihtiyacınız olacaktır. Bunların en temel olanları aşağıda sıralanmaktadır:

Yemek kabı: Paslanmaz, sağlam ve kolay temizlenebilir nitelikte bir malzemeden (çelik kaplar en ideal seçenektir) yapılmış olmalıdır. Köpeğin yemeğini etrafa dökmeden ve kabı devirmeden yiyebileceği hacim (3-4 litre kapasiteli) ve biçimde kaplar tercih edilmelidir. Kullanılan kabın temizliğine özen gösterilmeli; her yemekten sonra iyice yıkanmalıdır.

Su kabı: Paslanmaz, sağlam, devrilmeyecek nitelikte, 10-15 litre su alabilecek hacimde ve köpeğin başının rahatlıkla sığabileceği genişlikte bir kap kullanılmalıdır. Kap sürekli temiz tutulmalı ve su her gün mutlaka değiştirilmelidir. Köpeğin önünde her an su bulunmalıdır. Kış aylarında ılık su verilmelidir.

Tasma: Sağlam, 2-3 cm eninde, 70-80 cm uzunlukta, ayarlanabilir olmalıdır. Tasma köpeğinin boynunu sıkmayacak biçimde 2 parmak kadar boşluk bırakarak takılmalıdır. Bu şekilde köpeğin tasmayı boynundan çıkartması da engellenmiş olacaktır. Kangal çoban köpekleri özgürlüklerine çok düşkün olduklarından tasmaya küçük yaşlardan itibaren alıştırmak gerekmektedir.

Bağlama zinciri: Köpeğin her hangi bir yere bağlanması amacıyla kullanılır. Köpeğinizin ve çevredeki diğer canlıların sağlığı açısından (unutmayın bu bir kangal!!!!) çok sağlam olmalı ve mutlaka tasmaya bağlanmalıdır. Rahatça hareket edebileceği uzunlukta (en az 2 metre) olmalıdır. Bir ucu tasmaya takılabilecek biçimde olmalı,diğer ucunda ise yerine sağlam bir biçimde bağlanabilmesi için halka bulunmalıdır. Köpeğin hareketleri sonucunda zincirin karışmasını engellemek amacıyla fırdöndülü zincir kullanılmalıdır.

Sevk kayışı: Köpeğinizi bir yere götürürken veya dolaşmaya çıkarttığınızda kullanılan kayıştır. Elbette ki diğerleri gibi, bu da çok sağlam olmalıdır. Bir ucu tasmaya takılacak biçimde olmalı diğer ucunda ise bileğe geçirilecek bir halka bulunmalıdır.

Oyuncak: Bundan önceki maddelerde yazdıklarımız hem köpeğinizin, hem de sizlerin sağlığı açısından gerekli olan malzemeler. Ancak bizler gibi köpeklerimizin de eğlenecekleri ve oyalanabilecekleri bir şeylere ihtiyacı vardır. Dolayısıyla bizce köpeğinizin oyuncakları olması da en az diğerleri kadar önemlidir (en azından ayakkabılarınızın sağlığı açısından). Bu oyuncaklar köpeğin yiyemeyeceği, yutamayacağı, boğazına kaçmayacak nitelikte olmalıdır. Elbette kendisine zarar verebileceği kırılabilir veya kesici maddeler de kullanılmamalıdır. Mesela bizim yavru köpeklerimiz tenis toplarına bayılıyor...


KANGAL IN MORFOLOJİK IRK ÖZELLİKLERİ


Kangal köpeğinin vücut yapısı aslanı andırır.Kuyruğu kıvrımlı, yukarı doğru kalkık ve halka biçimindedir. Kök kısmı kalın, uç kısmı çok ince olmayan bu kuyruk gövde renginden biraz daha koyudur. Kuyruğun halka şeklinde ve , kök ve üst kısmının siyah kırçıllı, en uç kısmının ise beyaz ya da siyah olması iyi özellik sayılır.
Yüzün burun kısmından alına doğru az veya çok karalığı, Karabaş ırkının belirleyici özelliğidir. Kangallarda kafa iri, alın kısmı geniş ve yüksek, çene kalın ve güçlü, dişler çok iridir. Çene ve burun orta uzunlukta, burun küt, kulaklar üçgen şeklinde, büyükçe, kafaya yapışacak şekilde aşağı sarkık ve siyah dalgalı görünümdedir. Gözler oval, genelde siyah ve kahve rengi olup etrafı siyahtır. Boyun hafifçe eğik, adaleli, kısa ve başa yakın genişliktedir. Gövde kirli beyaz , bazen gri bazen de açık kahverengi kırçıllıdır. Göğüs oldukça geniş ve adaleli olup rakibine ilk saldırıda kullandığı silahıdır. Kalça oldukça küçük olup, boyun yüksekliğindedir. Bel ince, karın içeri çekiktir. Ön bacaklar oldukça kalın ve adaleli olup kavgada kullandığı önemli silahlardan biridir. Arka bacaklar, ön bacaklar kadar kalın olmamakla birlikte, daha uzun olup, düşmanını biran önce yakalamada büyük avantaj sağlar. Ayaklar iri, yere basan kısmı uzunca, parmaklar bombeli ve siyahtır. Ayakların tümü veya dizden yukarısı gövdesinin rengindedir. Ön ayak parmakları dört adet olup kalın ve küt tırnaklıdır. Tabandaki tırnaksız olan beşinci yassı parmak topuk görevi yapar. Bazılarında, ayak pençesinin üzerinde de bir tırnak bulunabilir. Bu tırnak arka ayaklarda çift olabilmektedir. Bedeni kısa ve sık tüylerle kaplı olup bozdan çelik rengine kadar farklılık gösterir. Göğüste beyaz bir madalyon bulunabilir. Yüzündeki Kangal beni ya da benleri ile üst damağındaki siyah leke Kangalın soy saflığının garantisidir.
Beden ölçüleri şu şekildedir:



Ağırlık Kalça Yüksekliği

Erkek 45 - 70Kg 70 - 85cm

Dişi 40 - 60Kg 60 - 75cm




KANGALIN FİZYOLOJİK ÖZELLİKLERİ


Vücut ısısı : 38-39 C
Kızgınlık : Senede iki defa ortalama 21 gün.
Solunum sayısı : 10-40/dk
Çiftleşme zamanı : Kızgınlığın 9-13 üncü günü.
Nabız : 70-130/dk (yavrularda 200 e kadar çıkabilir)

Gebelik süresi : 58-63 gün.
Vücut gelişiminin tamamlanması : 15 ay.

15 Mayıs 2013 Çarşamba

ÖZELLİKLERİ






Kangal köpekleri genellikle çoban köpeği olarak nitelendirilirler ancak bekçi köpeği tanımına daha çok uyarlar. Zira diğer çoban köpeği türleri sürüyü korumaktan ziyade yönlendirme ve yönetmekte ustadırlar. Kangal köpeğinin en belirgin özelliği ise sahibine duyduğu aşırı sadakat ve buna bağlı olarak sahibine ait olduğunu düşündüğü şeyleri korumaya yönelik kuvvetli içgüdüsüdür. Bu nedenle çok iyi bir dövüşçüdür. Kurt, çakal gibi yabani hayvanlara karşı çok etkin bir muhafız olmakla beraber aile fertlerine ve özellikle de çocuklara karşı hiçbir tehdit oluşturmazlar.

Kangal köpekleri, örnek olarak Namibya'da üstün koruyucu yeteneklere sahip oldukları için, yaygın bir şekilde yerli çiftçiler tarafından kulanılırlar.

Evliya Çelebi, Seyahatnâme'sinde kangaldan bahseder. Bu köpeklerin “aslan kadar güçlü” ve cüsseli olduğunu yazar.

KÖKENİ




Kangal ilçesine de adını verdiği düşünülen, Orta Asya'dan göç eden Kanglı (Kangar) Türk boyunun, göç ederken bu köpek ırkını da getirdiği düşünülür.[1] Orhan Yılmaz, "Kangal Köpeği / Tarihi-Tanıtımı-Yetiştirilmesi-Islahı" adlı kitabında “Kanglı” Türk boyunun Orta Asya'dan göç ederken yanlarında üç şeyi getirdikleri; bunların at, it ve koyun olduğunu söyler. 11 Temmuz 2003'te düzenlenen I. Uluslararası Kangal Köpeği Sempozyumu'nun sonuç bildirisinde, “büyük Türk göçleri sırasında Türkistan'dan Anadolu'ya getirilen bir köpek ırkı olduğu” kabul edilmiştir.


Kangallar en geç 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı sultanları tarafından üretilmiş ve samson olarak adlandırılmıştır.[1] Doğan Kartay, hem "Türk Çoban Köpeği Kangal" kitabında hem de I. Uluslararası Kangal Köpeği Sempozyumunda sunduğu bildiride, Kangalların, Osmanlı döneminde Yeniçeriler tarafından hem askeri işlerde hem de savaşlarda kullanıldığından bahsetmektedir. Kartay'ın bildirisinde,Romalılarda “aslan” sözcüğünün karşılığı olan “samson” kelimesine atfen kangalları kullanan birliğe “Samsoncular” denildiğini söylemektedir.